Çevrimiçi Dil Sözlükleri

direct selling

Temel Çeviriler
İngilizce		Türkçe
selling n	(activity: making sales)	satma, satış yapma, satım, satışa sunma i.
	I'm not much good at selling but I can manage people.
selling adj	(price: actual, at sale)	satış (fiyatı) s.
	The selling price of the car should be lower than the sticker price.

Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

Temel Çeviriler
İngilizce		Türkçe
sell [sth]⇒ vtr	(vend)	satmak geçişli f.
	He sells newspapers for 50 cents each.
	Gazetelerin her birini 50 kuruşa satıyor.
sell [sth] vtr	(deal in)	satmak, satışını yapmak geçişli f.
	He sells precious metals.
sell [sb] [sth] vtr phrasal sep	mainly US (persuade to buy) (birisine bir şey)	satmak geçişli f.
	As hard as he tried, he couldn't sell her the car.
sell [sb] on [sth] vtr phrasal sep	mainly US (convince)	kabul ettirmek geçişli f.
		ikna etmek geçişli f.
	As hard as he tried, he couldn't sell her on the idea.
sell [sth/sb]⇒ vtr	figurative (promote, show to advantage)	kendini göstermek f.
		kendini beğendirmek f.
		kendini satmak f.
	In order to sell yourself in a job interview, self-confidence is key.
sell⇒ vi	(get bought)	satılmak f.
	Do those shirts really sell?

Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

Ek Çeviriler
İngilizce		Türkçe
sell n	slang (reluctant buyer)	isteksiz alıcı i.
	He's a hard sell and will only buy at a low price.

Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

Deyimsel fiiller sell | selling
İngilizce		Türkçe
sell [sth] off, sell off [sth] vtr phrasal sep	(dispose of by selling)	tümünü satmak, elden çıkarmak f.
	The company will sell off some of its assets to raise cash.
	If he needs money he should sell off his collection of paintings.
sell out vi phrasal	(all be sold) (mal, vb.)	elde kalmamak f.
	It's always annoying to get to the ticket booth and be told they've sold out.
sell out vi phrasal	figurative, slang (betray values)	değerlerine ihanet etmek f.
		ruhunu satmak f.
	The artist sold out and started doing commercial work.
sell [sth] out, sell out [sth] vtr phrasal sep	(stock: discount)	elden çıkarmak f.
	Year-end clearances are when they sell out the current car models.

Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

Bileşik Şekiller: selling | sell
İngilizce		Türkçe
selling point n	(attractive feature of [sth] being sold) (satılan bir şeyin)	ilgi çekici yanı i.
		satış noktası i.
	The car's main selling point is its fuel efficiency.

Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

direct selling' sözcüğü/sözcükleri ile ilgili forum tartışmaları:

• Go to Preferences page and choose from different actions for taps or mouse clicks.

"direct selling" için Google Çeviri'nin tercümesine göz atabilirsiniz.

Diğer dillerde: İspanyolca | Fransızca | İtalyanca | Portekizce | Romence | Almanca | Hollandaca | İsveççe | Rusça | Polonyaca (Lehçe) | Çekçe | Yunanca | Çince | Japonca | Korece | Arapça